SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’S SALAT

<< 257 >>

قول الله تعالى: {واتخذوا من مقام إبراهيم مصلى} /البقرة: 125

30. Bakara suresi 125 = Makam-I İbrahim'de Namaz Kılmak

 

حدثنا الحميدي قال: حدثنا سفيان قال: حدثنا عمرو بن دينار قال:

 سألنا ابن عمر، عن رجل طاف بالبيت العمرة، ولم يطف بين الصفا والمروة، أيأتي امرأته؟ فقال: قدم النبي صلى الله عليه وسلم، فطاف بالبيت سبعا، وصلى خلف المقام ركعتين، وطاف بين الصفا والمروة، وقد كان لكم في رسول الله أسوة حسنة.

 

[-395-] Amr İbn Dînâr'dan şöyle nakledilmiştir: "İbn Ömer'e, umre için Ka'be'yi tavaf edip Safa ile Merve arasında sa'y yapmayan bir kimsenin hanımıyla birlikte olup olamayacağını sorduk. O da şöyle cevap verdi: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem Ka'be'yi yedi kez tavaf etti ve makam-ı İbrahim'in gerisinde iki rekat namaz kıldı. Sonra da Safa ile Merve arasında sa'y yaptı. Rasûlullah'ta (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) sizin için güzel örnek vardır.

 

Tekrar: 1623, 1627, 1645, 1647, 1793

 

 

وسألنا جابر بن عبد الله فقال: لا يقربنها، حتى يطوف بين الصفا والمروة

 

[-396-] (Aynı soruyu) Câbir İbn Abdullah'a sorduk. O da, şöyle cevap verdi: "Safa ile Merve arasında sa'y yapmadan, kesinlikle hanımıyla birlikte olmasın!

 

Tekrar: 1624,1646, 1794.

 

 

AÇIKLAMA:     (İbrahim'in makamında bir namaz yeri edinin!); İbrahim'in makamından maksat, iki ayağının birden izinin bulunduğu taştır. Bu taş günümüze kadar gel­miştir. Ayette geçen مصلى {namaz yeri) kelimesi, Hasan-ı Basri ve daha başka alimlere göre kıbie anlamında kullanılmıştır. Ancak bu şekilde âyet, delil olarak kullanılabilir. Bu lafzı, namaz yeri olarak anlamak doğru değildir. Çünkü İbrahim makamında namaz kılınamaz. Aksine onun etrafında kılınır. Hal böyle olunca serî manaya uygun olan Hasan-ı Basrî'nin görüşü tercih edilir.

 

İmam Buhârî bu rivayeti âyette bahsi geçen namazın, Nebi s.a.v.'in Kabe'nin içinde kıldığı namaz ile tahsis edilemeyeceğine delil olarak kullanmıştır. Çünkü, Kabe'nin içinde İbrahim makamına yönelmek im­kansızdır. Bu yüzden İmam Buhârî bu başlık altında Bilal'den gelen İbn Ömer hadisini nakletti. el-Ezrakî "Ahbâru Mekke" adlı eserinde sahih senetlerle İbra­him makamın Nebi s.a.v. Ebu Bekir ve Ömer dönemle­rinde bugünkü yerinde olduğunu nakletmiştir. Hz. Ömer döneminde yaşanan bir sel baskını, İbrahim makamının Mekke'nin aşağı kesimlerine sürükleyince tekrar yerine getirilip, Kabe'nin örtüsüne bağlanmış, hatta Hz. Ömer, onun asıl yerinin neresi olduğunu bizzat kendisi araştırarak tespit edince, bugünkü yerine yerleştirmiş ve tekrar yıkılmasın diye etrafını çevirmiştir. Bu, son hali ile de gü­nümüze kadar intikal etmiştir.

 

(Hanımıyla birlikte olup olamayacağını sorduk); Bu soru ile, ihramdan çıkı­lıp çıkılmadığını öğrenmeye çalışmışlardı. Böylece, cinsel ilişki ve diğer ihram yasaklarının bitip bitmediğini öğrenmek istemişlerdir. Kadına yaklaşmak, İhra­mın en büyük yasağı olduğu için burada ondan bahsedilmektedir.

 

ibn Ömer işaret yoluyla Nebi s.a.v.'e uymanın zorunlu olduğunu belirterek soru soranlara cevap vermiş ve özellikle de haccın ne şekilde yapılacağı hususunda ona tabî olmak gerektiğini, dile getirip şöyle de­mişti: Çünkü Resûlullah: "Haccmızı ne şekilde yapacağınızı benden öğreniniz!" buyurmuştur. Câbir ise, açık bir şekilde cevap vermiştir. Fakihlerin çoğuna göre sa'y yapılmadığı sürece tavaftan sonra ihram yasakları kalkmaz. İbn Abbâs ise, bu konuda muhalif kalmıştır. Ona göre, umre yapan kimse tavaftan sonra sa'y yapmasa bile ihramdan çıkar.

 

 

حدثنا مسدد قال: حدثنا يحيى، عن سيف قال: سمعت مجاهدا قال:

 أتي ابن عمر، فقيل له: هذا رسول الله صلى الله عليه وسلم دخل الكعبة، فقال ابن عمر: فأقبلت والنبي صلى الله عليه وسلم قد خرج، وأجد بلالا قائما بين البابين، فسألت بلالا فقلت: أصلى النبي صلى الله عليه وسلم في الكعبة؟ قال: نعم، ركعتين، بين الساريتين اللتين على يساره إذا دخلت، ثم خرج، فصلى في وجه الكعبة ركعتين.

 

[-397-] İbn Süleyman Mücahid'den şöyle işittiğini nakletmektedir: "İbn Ömer'e gelip 'İşte Allah'ın Nebi'i Ka'be'ye girdi (ve tavaf namazını orada kıldı) dediler. O da şöyle karşılık verdi: 'Ben vardığım zaman, Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem Ka'be'den çıkmıştı. Kapı aralığında Bilal ile karşılaştım. Ona 'Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem Ka'be'de namaz kıldı mı?' diye sordum. O da şöyle cevap verdi: Evet, içeri girerken sol tarafında bulunan iki sütunun arasında iki rek'at namaz kıldı. Sonra dışarı çıkıp Ka'be'ye yönelerek iki rekat namaz kıldı.

 

Tekrar: 468, 504, 505, 506, 1167, 1598, 1599, 2988, 4289, 4400.

 

 

AÇIKLAMA:     (Kabe'ye yönelerek); Yani Kabe'nin kapısına doğru yöneldi. Kirmanı şöyle demiştir: "Konu başlığından anlaşıldığına göre Nebi s.a.v. Kabe'nin kapısının yanında olan İbrahim makamına yönelmişti." Daha önce bunun, bu konuda ilim erbabı tarafından nakledilen gerçeğe aykırı olduğunu ve bu hadisin konu başlığı ile alâkasının bu açıdan olmadığını ifade etmiştik.-Yani İbrahim makamına yönelmek, farz değildir.

 

Taberânî ve diğer hadis âlimlerinin naklettiğine göre îbn Abbâs şöyle de­miştir: "Kabe'de namaz kılmak hoşuma gitmiyor, Çünkü orada namaz kılanlar Kabe'nin bir tarafını arkasında bırakır." Bundan dolayı aşağıda zikredilecek İbn Abbâs hadisinin bu başlık altına alınması uygun oldu.

 

 

حدثنا إسحق بن نصر قال: حدثنا عبد الرزاق: أخبرنا ابن جريج، عن عطاء قال:

 سمعت ابن عباس قال: لما دخل النبي صلى الله عليه وسلم البيت، دعا في نواحيه كلها، ولم يصل حتى خرج منه، فلما خرج ركع ركعتين في قبل الكعبة، وقال: (هذه القبلة).

 

[-398-] Atâ, İbn Abbâs'ın şöyle dediğini nakletmiştir: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem Ka'be'ye girince her tarafında dua ederdi. Sonra namaz kılmadan oradan çıkardı. Çıktıktan sonra Ka'be'nin ön tarafında iki rek'at namaz kılardı. Bu, onun kıblesiydi.

 

Tekrar: 1601, 3351, 3352, 4288.

 

 

AÇIKLAMA:     (Bu, onun kıblesiydi); Bu lafzıyla,- Kabe kast edilmiştir. Bununla kıblenin beyt-i makdis'ten kabeye çevrilmesinin kast edildiğini söyleyenler olduğu gibi, Kabe'yi görenlerin görmeyenlerden farklı olarak gözleriyle ona yönelmelerinin vacip olduğunu söyleyenler de vardır. Hatta bazıları bununla, Müslümanların yönelmelerinin emredildiği cihetin ne harem bölgesi, ne Mekke ne de Mescid-i haram olduğunun, aksine bizzat Kabe'nin kendisi olduğunun ifade edildiğini ileri sürmüşlerdir.

 

Bu lafızla, İmamın namaz kıldırırken durduğu yer olarak Kabe'nin ön tarafı da kasdedilmiş olabilir. Nitekim Bezzâr, Abdullah İbn Hebeşi el-Hasamî'den şöyle nakletmiştir: "Nebi s.a.v.'i Kabe'nin kapısına doğru ıamaz kılarken gördüm. Etrafındakilere Ey insanlar! Kabe'nin kapısı, onun kıblesidir' diyordu. Allah Resûlü (s.a.v.)’in bu sözü, mendup bir ıükme hamledilmiştir. Çünkü her taraftan Kabe'ye yönelmenin caiz olduğuna iair icma' vardır.